Maden Mühendisleri Mesleki Gelişim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Demirkan, MMMGD tarafından Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) işbirliği ile düzenlenen IPMS 2024 Uluslararası Madencilik Sonrası Faaliyetler Sempozyumu'nda AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Demirkan, iyileştirme çalışmalarının sadece açılan çukurların kapatılması anlamına gelmediğini belirterek, daha bütüncül bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini söyledi.
İyileştirme faaliyetlerinin yalnızca doğaya geri kazandırma çalışmalarından oluşmadığını aktaran Demirkan, söz konusu durumun endüstriyel mirasın korunması ve halkın sosyo-ekonomik açıdan desteklenmesini de kapsadığını ifade etti.
Demirkan, maden bölgelerinde çeşitli amaçlarla inşa edilen yapıların işletme kapatıldıktan sonra çevredeki yerleşimcilerin kullanımına açılarak değerlendirilebileceğini vurgulayarak, “Maden sahalarını doğaya geri kazandırmak yeterli değil. Maden işletilirken kullanılan binalar, altyapılar ne olacak? Çürüyüp gidecek mi? Yoksa bir şekilde değerlendirilecek mi? Bunların da düşünülmesi gerekiyor. Endüstriyel mirasın en iyi örnekleri Zonguldak’ta olduğu için bulunduğumuz yerin ayrı bir önemi var.” değerlendirmesinde bulundu.
Ayrıca bazı işletmelerin bu kapsamda yerel halka sosyo-ekonomik açıdan destek olmak için çeşitli yatırımlar yaptığını belirten Demirkan, şunları kaydetti:
"Bu doğrultuda kimi işletme arıcılığı destekliyor, kimi zeytin üretiyor. Tüm bunların yanı sıra madende çalışan yüzlerce işçiyi de düşünmek zorundayız. Madencilik faaliyetleri tamamlandıktan sonra çalışanlara yeni iş alanları kazandırmak, yeni bir geçim kaynağı yaratmak şart. Yani biz diyoruz ki rehabilitasyon çalışması demek, yalnızca madenin kapatılması demek değil, doğaya en az zarar verecek ve halkı destekleyecek sistemlerin geliştirilmesi anlamına geliyor."
Madencilik sonrası alanın iyileştirilmesine yönelik çalışmaların konuşulması gerekiyor
Demirkan, madencilik sonrası faaliyetlerin dünyada yeni bir eğilim olduğunu belirterek, "Madencilik sonrası alanın iyileştirilmesine yönelik çalışmalar, henüz üzerinde durulmayan ama artık konuşulması gereken bir konu." dedi.
Türkiye'de pek çok maden şirketinin üretim devam ederken bölgeyi iyileştirmeye yönelik çalışmalar gerçekleştirdiğini fakat bu faaliyetlerin takibinin mümkün olmadığını ifade eden Demirkan, söz konusu durumun daha sistematik bir şekilde ele alınması gerektiğini aktardı.
Demirkan, ülkede maden sahalarını iyileştirme çalışmalarını yürütecek uzmanların ve kurumsallaşmış şirketlerin olması gerektiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Maden sahalarını kapatma sürecinin sistematik yürütülebilmesi için tıpkı Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu gibi bir denetleme mekanizması oluşturulması düşünülebilir. İnşallah düzenlediğimiz sempozyumdan sonra bunun bir ihtiyaç olduğu ortaya çıkar ve konu artık çevreciler, madenciler, jeologlar, ve sosyal bilimcilerle kapsamlı bir şekilde ele alınabilir.”
Demirkan, maden sahalarını iyileştirme çalışmalarının Avrupa'da son iki yıldır gündemde olduğuna değinerek, "Madencilik sonrası alanın iyileştirilmesine yönelik çalışmalar, henüz üzerinde durulmayan ama artık konuşulması gereken bir konu. Bu etkinlikte bir araya gelerek konuşuyoruz, eleştiriyoruz, tartışıyoruz. Artık yüzleşmemiz lazım." diye konuştu.