Nippon Foundation ve Tokyo Üniversitesi’nin öncülüğünde gerçekleştirilen keşif, Japonya’nın ekonomik güvenliği için stratejik bir kaynak olarak değerlendiriliyor.
Araştırma ekibi bu değerli metal kaynaklarını 2025 yılında deneme amaçlı olarak çıkarmaya başlamayı planlıyor. Manganez nodülleri yalnızca manganez değil, aynı zamanda kobalt, nikel ve bakır gibi modern teknolojiler için vazgeçilmez olan metaller içeriyor.
Analizler bu nodüllerin yaklaşık 610.000 ton kobalt ve 740.000 ton nikel içerdiğini ortaya koyuyor. Söz konusu miktarlar Japonya’nın kobalt ihtiyacını 75 yıl, nikel ihtiyacını ise 11 yıl boyunca karşılayabilecek kapasitede. Bu metaller özellikle batarya üretimi ve diğer yüksek teknoloji ürünleri için hayati öneme sahip.
200 Milyon Tonluk Nadir Metal Keşfi Japonya’nın Ekonomik ve Teknolojik Kalkınmasına Önemli Katkı Sağlayacak. 2025 yılında deneme amaçlı olarak çıkarılmaya başlanacak manganez nodülleri, deniz ortamına minimum zarar verecek yöntemlerle çıkarılacak. Uzun vadede özel sektörle iş birliği yaparak ticari ölçekte de çıkarılabilir hâle getirilmesi hedefleniyor. Günlük olarak birkaç bin ton nodülün çıkarılması planlanıyor.
Bu süreçte denizaşırı madencilik gemileri kullanılacak. Bahsi geçen bu nadir metaller aslında 2016 yılında yapılan ilk araştırmalarda tespit edilmişti. Ancak geçen nisan ve haziran ayları arasında gerçekleştirilen daha detaylı bir araştırma nodüllerin yoğunluğunu ve değerini daha net bir şekilde ortaya koydu. Keşif, Japonya’nın teknoloji üretimindeki bağımsızlığını artırma ve ekonomik güvenliğini güçlendirme potansiyeline sahip.
Çevresel ve Ekonomik Etkiler Öte yandan derin deniz madenciliği çevresel ve teknik zorlukları beraberinde getiriyor. Manganez nodülleri deniz tabanının 5.200 ila 5.700 metre derinliklerinde bulunuyor. Bu derinliklerde madencilik yapmak sadece teknik olarak değil çevresel etkiler açısından da karmaşık bir süreç. Çevre örgütleri şimdiden derin deniz madenciliğinin potansiyel çevresel etkileri konusunda endişelerini paylaşıyor.
Dünyanın önde gelen bankalarından BBVA, Credit Suisse ve Lloyds gibi kurumlar derin deniz madenciliğini finanse etmeyeceklerini açıkladı. Birçok metal tüketicisi de bu yöntemle çıkarılmış kaynaklardan uzak duracağını dile getirdi. Bununla birlikte nadir metallerin gelecekteki talebi göz önüne alındığında derin deniz madenciliği cazip bir seçenek olarak kalmaya devam ediyor. Beyaz Saray tarafından yayımlanan bir rapora göre batarya teknolojilerine olan talebin önümüzdeki on yıllarda %400 ila %600 oranında artması bekleniyor.